Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

iki ahbap çavuşlar

  • 1 iki ahbap cavuşlar

    шутл. неразлу́чные друзья́

    Türkçe-rusça sözlük > iki ahbap cavuşlar

  • 2 iki

    iki zwei; Zwei f (a im Zeugnis); Auto zweite(r) Gang;
    iki ahbap çavuşlar scherzh zwei unzertrennliche Freunde m/pl;
    iki arada kalmak sich zwischen zwei Stühle gesetzt haben;
    iki ayağını bir pabuca sokmak fig jemandem das Messer an die Kehle setzen;
    iki çift laf ein paar Worte;
    iki kat doppelt; verdoppelt;
    iki kat (oder büklüm) (vom Alter) tief gebeugt, fam ganz krumm;
    iki misli doppelt (so viel);
    iki misli artmak verdoppeln;
    iki misli fazla mehr als das Doppelte;
    iki nokta Doppelpunkt m;
    -i iki paralık etmek mit Schmutz bewerfen (A);
    iki satır laf etmek ein paar Worte miteinander wechseln;
    iki ucunu bir araya getirememek (wirtschaftlich) nicht zurechtkommen können;
    ikide bir(de) jede(r) zweite; häufig;
    ikimiz wir beide;
    ikisi bir kapıya çıkmak auf dasselbe hinauslaufen;
    ikiye bölmek in zwei Teile teilen

    Türkçe-Almanca sözlük > iki

  • 3 iki

    два дво́йка (ж)
    * * *
    1.

    ikimiz — дво́е из нас

    ikisi de — они́ о́ба

    2.
    дво́йка ( цифра)
    3.
    со словами, оканчивающимися на -lı, -lık дву(х), обою́до-, двоя́ко-

    iki aylık — двухме́сячный

    iki kanatlı kapı — двуство́рчатая дверь

    iki kişilik — двухме́стный

    iki partili sistem — двухпарти́йная систе́ма

    iki taraflı trafik — двусторо́ннее движе́ние

    iki taraflı kılıç — обоюдоо́стрый меч

    iki taraflı sorgu — перекрёстный допро́с

    ••

    iki çıplak bir hamamda yakışırпосл. двум го́лым подходя́ще быть то́лько в ба́не ( двое бедняков не составят счастливую пару)

    iki gönül bir olunca samanlık seyran olurпосл. с ми́лым рай и в шалаше́

    iki karpuz bir koltuğa sığmazпосл. нельзя́ выполня́ть одновреме́нно два де́ла

    iki aslan bir posta yatmazпосл. два медве́дя в одно́й берло́ге не зиму́ют

    iki dinle bir söyleпосл. сло́во - серебро́, молча́ние - зо́лото

    iki kaptan bir gemiyi batırırпосл. два капита́на на корабле́ пото́пят кора́бль

    iki tavşan birden avlanmazпосл. за двумя́ за́йцами пого́нишься, ни одного́ не пойма́ешь

    - iki arada bir derede kalmak
    - iki ateş arasında kalmak
    - iki ayağı bir pabuca sokmak
    - iki de bir
    - iki cami arasında kalmış beynamaz
    - iki çift lâf etmek
    - iki çift söz etmek
    - iki dirhem bir çekirdek
    - iki eli böğründe kalmak
    - iki eli kanda olsa...
    - iki eli yakasında olmak
    - iki gözü iki çeşme ağlamak
    - iki kat olmak
    - iki kere iki dört eder
    - iki lâfı getirememek
    - iki sözü bir araya getirememek
    - iki paralık etmek
    - iki zahmetten biri
    - iki sıfır lâf etmek
    - iki sıfır lâf konuşmak
    - iki tek atmak
    - iki ucunu bir araya getirememek
    - bir sözünü iki etmemek

    Türkçe-rusça sözlük > iki

  • 4 iki

    "two. -dir for the second time. -miz the two of us. -miz de both of us. -si the two (of them). -si de both (of them). - ahbap çavuşlar colloq. inseparable friends, great pals. -si arası 1. neither one nor the other, a combination of the two. 2. (someone, something) who/which is a mixture of the two. - arada bir derede somehow or other. - arada bir derede kalmak to be in a tight situation. - arada kalmak to be at a loss as to whom to believe; not to know whom to support. - ateş arasında kalmak to be caught between two fires. - atomlu chem. diatomic. - ayağını bir pabuca sokmak/koymak /ın/ to pressure (someone), put pressure on (someone) (to finish something immediately). - baştan olmak (for something) to be possible only if both sides are in agreement about it. -de bir/birde very frequently, all the time, constantly, continually, every whipstitch. -si bir kapıya çıkar. colloq. They both amount to the same thing. -si bir kazanda kaynamamak not to get along together. -sini bir kazana koysalar kaynamazlar. colloq. It´s impossible for them to get along with each other. - boyutlu two-dimensional. - buçukluk (a) two-and-a-half lira coin. - büklüm bent double, very stooped. - cambaz bir ipte oynamaz. proverb If two cheats try to work together, they end up cheating each other. - cami arasında kalmış beynamaz/binamaz (someone) who doesn´t know which alternative to choose, (someone) who doesn´t know which of two choices to make. - cihanda in this world and the next. - çıplak bir hamama yakışır. proverb Don´t think about marrying if you haven´t got a penny to your name. - çift laf/söz a word or two, a few words. - çifte kayık/- çifteli rowboat with two pairs of oars. - değerlikli chem. bivalent (element). - dinle (bin işit) bir söyle. proverb Listen before you talk. - dirhem bir çekirdek dressed up fit to kill, dressed up to the nines, all dolled up. - dünya this world and the world to come. - eli böğründe kalmak to be at a loss as to what to do; to feel helpless. - eli (kızıl) kanda olsa no matter what he´s/she´s doing, no matter what, no matter how tied up he/she is. - eli şakaklarında düşünmek to brood, be deep in thought. - eli yakasında olmak /ın/ to intend to settle accounts (with another) on Judgment Day. - elim yanıma gelecek. colloq. I swear I´m telling the truth!/Cross my heart! - evli bigamous. - geçeli in two rows facing each other. - gönül bir olursa/olunca samanlık seyran olur. proverb If two people are really in love they can make do with a bare minimum of worldly goods. - gözüm my dear; my dear friend; my dear lady; my dear fellow. - gözle görme/- göze değgin görme binocular vision. - gözü iki çeşme crying one´s eyes out, crying one´s heart out. - gözüm kör olsun! I swear to God! - gözüm önüme aksın! I swear to God! - günde bir every other day. - hörgüçlü deve Bactrian camel, two-humped camel. - karpuz bir koltuğa sığmaz. proverb You can´t do two things at once. - kat 1. doubled, folded. 2. bent double, very stooped. - katı /ın/ double the amount of. - katlı 1. two-storied. 2. two-layered. - kat olmak to be bent double, become very stooped. - kere twice. - kere iki dört eder gibi as sure as two and two is four. - misli twofold, twice as much. - namlulu double-barreled. - nokta colon (punctuation mark). -si ortası/-sinin ortası 1. (someone, something) which is a blend of the two. 2. a blend of the two. 3. middle ground, middle of the road; middle way, middle path. - paralık etmek /ı/ to ruin (someone´s) reputation, discredit (someone) thoroughly. - paralık olmak (for someone´s reputation) to be ruined, (for someone) to be thoroughly discredited. - rahmetten biri. colloq. If he can´t get well I hope death will put an end to his sufferings. - satır konuşmak/dertleşmek to have a brief chat. - seksen uzanmak slang 1. to be tickled pink. 2. to be flattened (by a fisticuff). 3. to loll. - sözü/lafı/lakırdıyı bir araya getirememek to be unable to express ones

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > iki

См. также в других словарях:

  • Halit Akçatepe — est un acteur turc né le 1er janvier 1938 à Istanbul. Sommaire 1 Biographie 2 Rôles au théâtre 3 Films …   Wikipédia en Français

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»